Genç mezarlığı

22 yaş ortalamasındaki Anderlecht'in, Arena'da temsilcimize ecel terleri döktürmesi kuşkusuz sadece Galatasaraylılar'ı değil tüm futbolseverleri şaşkına çevirdi. Şampiyonlar Ligi'nde başarı hedefleyen Belçika ekibinin, temsilcimiz karşısında kalecisi Roef 20, ön liberosu Tielemans ise yalnızca 17 yaşındaydı. Yaş ortalaması bu denli düşük bir takımın dünya futbolunun en üst seviyesinde, otoritelerin takdirini kazanmaya değer bir performans sergilemesi maçın şokunu atlatan ülkemiz futbolseverlerinin dün en çok konuştuğu konu oldu. Aslında Anderlecht'le oynanan maç Türk futbolu için de önemli bir ders niteliğindeydi. Çünkü ülke futbolunun lokomotifi olması beklenen 4 Büyüklerimiz'de 20 yaş altı yalnızca 1'er oyuncu var.

İsimleri bile duyulmamış

Bu ürküten tablo sadece 4 Büyükler'le sınırlı değil. FANATİK olarak, önceki günkü maçın ardından tüm Süper Lig ekiplerindeki 20 yaşaltı oyuncuların fotoğrafını çektik. Ortaya çıkan tablo Türk futbolunun yıllardır niçin bir adım öteye gidemediğini de gözler önüne serdi. 18 ekipteki 20 yaşaltı futbolcu sayısı yalnızca 45. Tablolara bakıldığında birçoğunun isminin daha önce hiç duyulmadığı ortada. Bunu Süper Lig'in geride kalan 2 haftasına baktığımızda çok net anlayabiliyoruz. Zira 45 futbolcudan yalnızca 5'i oyuna girmeyi başardı. Aldıkları süreler ise oldukça düşündürücü.

Yerliler çare olmadı!

Gençlerin şans bulamaması yıllardır hep yabancı teknik teknik direktör tercihlerine bağlanırdı. Ancak Süper Lig'deki 18 takımın 12'sinin başında yerli hocalar çalışıyor. Bu belki de son zamanların en yüksek rakamı. Fakat gelecek vaadeden birçok oyuncu kiralık olarak gittikleri altliglerde kaybolup gidiyor ve federasyon hâlâ altyapılarda bu oyuncuların ne şekilde eğitileceği, nasıl bir sistemle kazanılacakları konusunda bir çalışma yapmıyor.

Haber: Ömer Necati Albayrak

MİNİ YORUM

Okul yok ki öğrenci olsun!

Anderlecht'in şaşkına çevirdiği bu ülkede gençler ve çocuklar adına iki bayram olduğu da düşünülürse tablonun can sıkıcılığı daha da netleşir. Her şeyin 'öyleymiş' gibi yapılarak geçiştirildiği Türkiye'de sorun, gençlere şans verilmemesinden öte onların yetiştirilemiyor oluşunda yatıyor. Her ağzını açanın 'alt yapı'dan söz ettiği ülkede ne oyuncu yetiştirecek bir sistem ne o sistemi uygulayacak eğitici ne de tüm bunları denetleyecek yönetici var. Durumumuz, okul olmayan yerde öğrenci aramaya benziyor! Almanya/Hollanda/Belçika yıllardır akıl, sabır ve teknikle oyuncu/insan yetiştirirken biz kendimizi dev aynasında görmeye devam ediyoruz. Sonra da futbol direktörümüz gibi ya 'rüzgar'dan ya da 'kendini yıldız sanan' oyunculardan şikayet edip bugünü heba ediyoruz...

Cem Dizdar