MENÜ

Yasak değil, kural!

Sow ile Ersun Yanal arasındaki tweet krizi sonrası yönetim, sosyal medya yasağı getirmeye hazırlanırken, FANATİK'in usta kalemleri, “yasak”larla değil, kurallarla özdenetim sağlanmasının çok daha doğru olacağı görüşünü dile getirdi

Yasak değil, kural!

Sow ile Ersun Yanal arasındaki tweet krizi sonrası yönetim, sosyal medya yasağı getirmeye hazırlanırken, FANATİK’in usta kalemleri, “yasak”larla değil, kurallarla özdenetim sağlanmasının çok daha doğru olacağı görüşünü dile getirdi

Yasak değil teşvik

Bütün ciddi kurumların sosyal medya kullanımı ile ilgili kuralları vardır. Fenerbahçe de twitter kullanımını regüle etme hakkına sahiptir ve hatta bunu yapmalıdır. Ancak bir yasak doğru olmaz. Tam aksine kulüpler ya da şirketler sosyal medya kullamını teşvik etmeli. Önemli olan oyuncunun mesaj atması değil ne yazdığı. İşte kurala bağlanması gereken bu olmalı. Bir şirket çalışanı nasıl şirket hakkında istediğini yazamazsa oyuncu da iç işleri ile ilgili kritik yapamaz. Sow örneğinde oyuncu az da olsa sınırı aşmış olabilir. Ancak bu kadar büyütülecek bir şey olduğunu düşünmüyorum.

Mehmet Demirkol


I-IH, olmaz!

Ne özgürlükler sınırsız olabilir, ne de yasaklar faşizan! Yasak olur tabii; alkollüyken araç kullanmamak gibi. Özgürlük sınırlandırılabilir tabii, bir önceki örnekteki gibi. Bir profesyonelin kendi yöneticisine sosyal medyadan eleştiri getirmesine “özgürlük” denilemez, densizlik ya da saçmalık denilebilir ancak ve bu konuda yasak konulabilir. Mesela, Necil Ülgen’le paylaşacağıma alakalı ya da alakasız onlarca kişinin ortasında tweet atmam etik olur mu iş konusunda? Bir teknik direktör düşünün, “Ahmet’i istiyorum almıyor, Mehmet’i söylüyorum almıyor. Ancak ben dimdik görevimin başındayım” diye medyada sallıyor başkanı hakkında. I-IH, olmaz!

Tamer Bağlan

Bu bir hastalık!

Elbette sosyal medyada yer almak futbolcuların da hakkı. Herhangi bir konudaki görüşlerini paylaşmalarında hiçbir sakınca yok. Ancak Türkiye’de bu işin ayarı ciddi biçimde kaçmış durumda. Çok çok dikkatli olmaları lazım. Alex’in başına gelenleri herkes gördü. Önce sevdiği ve çok güvendiği bir dostuna attığı “özel” mesajlar piyasaya saçıldı. Yani tuzağa düşürüldü. Sonra buna gelen tepkilere dair attığı tweet’ler travmatik bir kopuşa neden oldu. Futbolcular takımla ilgili konuşacaksa sahadaki performanslarıyla konuşmalı. Twitter, Facebook ya da medya üzerinden “örtülü savaş” yürütmenin, gerilim ve kriz tırmandırmanın hiç kimseye faydası olmaz.

Hasan Ali Atasoy

Bu ne perhiz!

Ersun Yanal, Sow’un tweet’i hakkında, “Bir sorun varsa, benimle konuşmalıydı. Meydaya konuşacaksa, biz de gerekeni yaparız” diyor. Kime? Medyaya! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu şimdi! Böyle bir soruya, “Bu, bizim iç işimiz ve basın önünde değil, kendi aramızda hallederiz” yanıtı veremiyorsan eğer, ağzını hiç açmayacaksın. Ayrıca yasaklarla kim neyi halledebilmiş ki bugüne dek. Kuralını koyarsın olur biter. Tabii, önce kendin uyman koşuluyla. Yasak varsa, fısıltı gazetesinin tirajı tavan yapar ki, işte en tehlikelisi ve zararlısı budur...

Mesut Konukçu

Haberin Devamı
YORUM YAZ