MENÜ

Şanssızlık mı panik mi?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Maçın geneline baktığımızda Beşiktaş’ın galibiyeti hak ettiğini söyleyebiliriz. Ama futbol bu, hak eden kazanamıyor işte bazen. Peki, şansızlık mı yoksa panik mi belirledi maçın sonucunu acaba? Bence Şenol Güneş’ten başlayarak giderek takıma yansıyan panik daha belirleyici oldu dün akşamki maçta.

İlk yarının oyundaki hakimi Beşiktaş. Bu kesin. Q7’ye ayak uydurabilse Aboubakar daha ilk yarıda fişi çekerdi her halde Kartal. Doğrusu bu ya yılmadı Portekizli ve ite kaka golü attırdı Kamerunluya.

Fenerbahçe’nin ilk 45’teki tek tük atağının baş rolünde zamanlama ve yer tutmaktaki hatalarıyla başrolü Atınç oynadı.

Mehmet Topal’ın yokluğunda biraz daha savunmaya gömüldü sarı lacivertliler. Buda doğaldı. Zira “Örümcek”in yokluğunda Souza öksüz, Alper de yetim kalıyor adeta. Oyunun merkezindeki bu yoksulluk da kaçınılmaz olarak Lens ve Sow’u işlevsiz kıldı. Van Persie’den bahsetmiyorum, çünkü futboldan ziyae rakibi eksik bırakmaktaydı onun aklı fikri.

İkinci yarıya Salih’le başlamak doğru hamleydi. Zira Salih’le akıl ve taknik yetişti imdadına Fenerbahçe’nin. Van Persie’yi yetmiş küsur dakika oynda neden tuttu Sayı Advocaat, çok düşündüm ama inandırıcı bir gerekçe bulamadım.

Maçın oyuncusu Quaresma’ydı, bu tartışılmaz. Ama ikinci yarıdaki Volkan Demirel’in performansı da alkışlanacak türdendi. Skttel’inki su kaldırır belki, ancak Josef’in ikinci sarıdan gördüğü kırmızı profesyonellikle bağdaşmaz.

Peki, rakip 9 kişi kalmışken, uzatmaların uzatması oynanıyorken Fabri ve Marcelo üretimiyle kendi kalende topu görmek sadece şansızlığın mı, yoksa aksine Şenol Güneş’ten başlayarak futbolculara da sirayet eden bir panik olmanın sonucu mu? Üzerinde hayli düşünülmeye değer bir ikilem bence.

YORUM YAZ