MENÜ

Ne kinmiş arkadaş?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bursaspor-Beşiktaş maçı öncesi Bursaspor tribün lideri Cenk Tunçbilek; “2004’te bizi küme düşüren Beşiktaş’ı yenerek şampiyonluktan etmek istiyoruz” diye konuşmuş. Kardeş takımı Ankaragücü’nün tribün lideri Ali İmdat, “Beşiktaş maçında Bursaspor tribünlerine destek olmak adına Gecekondu olarak biz de yer alacağız” demiş. Bursaspor 2003-2004 sezonunda 14 kez mağlup olup, 42 puan kaybetmiş. Sadece 10 galibiyet ve 10 beraberlikle 40 puan toplamış. Ama Bursaspor tribün lideri Cenk Tunçbilek’in mantığına göre onları Beşiktaş küme düşürdü. Aldıkları 14 mağlubiyetin hiç önemi yok.

Mantıksızlığın mantığı:

Bursasporlular’ın mantığıyla bakacak olursak, 2009-2010 sezonunda da Bursaspor’u Beşiktaş şampiyon yapmış oluyor. Tarihlerinin en büyük başarısını Beşiktaş sayesinde kazanmış oluyorlar. Bursaspor Beşiktaş’ı yenemeyip berabere kalsa, Trabzonspor’la berabere kalan Fenerbahçe şampiyon olacaktı. Onu ne yapacağız? 2003-2004 sezonunun ilk yarısını 11 puan önde kapatmış, ikinci yarı aldığı mağlubiyetlerle zirve yarışından kopmuş, maçlara çıkacak takati kalmamış travmadaki Beşiktaş’ın, Akçaabat ve Çaykur Rize’ye yenilmesi olacak iş değil onlara göre... Bu yüzden 27 maçta sadece 4 galibiyet alıp son 7 maçından ise 6’sını kazanan Bursa küme düştü.

Bir yıl önce büyük katkılarıyla Altay’ın başına gelenler, 2003- 2004 sezonunda onların başına geldi. Derdim; yeni düşmanlıklar yaratmak değil, ancak o gün bugündür intikam yemini eden Bursaspor’un unuttuğu ya da işine gelmediği için unutmak istediği bir şey var: Bursa son maçında Samsun’u 1-0 yenip 40 puana ulaşırken; Beşiktaş, Çaykur Rize’ye 1-0 yenilerek Karadeniz ekibinin 39 olan puanını 42’ye yükseltmesini sağladı, tamam... Ancak diğer Karadeniz ekibi Akçaabat Sebatspor’a 3-2 yenilen ve Sebat’ın 39 olan puanını 42’ye çıkaran takım hangisi? Araştırmayın, ben söyleyeyim: Kardeş takımları Ankaragücü...

******************************
Saçmalıkta son nokta

Beşiktaş ve Bursaspor taraftarları arasında yıllardır süren gerilim yüzünden uygulanan yasak ilk yarı oynanan Beşiktaş-Bursaspor maçıyla kalkmıştı. Hatta maç sonu yaşanan lanet terör saldırısından sonra stat çevresinde olan Bursasporlular’a Beşiktaş taraftarı sahip çıkmış, evlerinin kapılarını açmıştı. Tam da görmek istediğimiz hareketlerdendi bu dayanışma . Ancak o gün dayanışan taraftarlar arasındaki düşmanlık bir kaç gün sonra yine gün yüzüne çıkmıştı. Pazartesi günü oynanan Bursaspor- Beşiktaş maçı öncesi yine çok sıkı tedbirler alındı.

O kadar sıkıydı ki tedbirler, sıkılıktan saçmalığa dönüştü adeta. Bursa İl Güvenlik Kurulu, Beşiktaş taraftarlarının İstanbul’dan otobüslerle toplu halde Bursa’ya gelmesine karar vermiş. “Ne var bunda” demeyin. Bu öyle bir saçmalık ki; mesela Bursa’da oturan Beşiktaş taraftarı, Bursa’daki stada girebilmek için önce İstanbul’a geldi. Buradaki taraftar otobüslerinden birine binerek tekrar Bursa’ya gitti. Maç sonrası da yine otobüse binip İstanbul’a gelmek, sonra da yine Bursa’ya gitmek zorunda kaldı.

İnsanlar olmasa...

Bizim valilerin görevlerinin başında insanların güvenliğini sağlamak geliyor. Ancak eski Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin “Şu mektepler olmasaydı, ben bu maarifi ne güzel idare ederdim” dediği gibi, bu valiler de insanlar olmasa illeri çok güzel yönetecek. Yoksa Bursa’da yaşayan bir insana, tuttuğu takımı desteklemeye gideceği için, böyle bir işkence çektirmenin başka bir açıklaması olamaz. Niye uğraşsınlar 2 bin Beşiktaş taraftarıyla? Niye uğraşınlar Bursa’da ve diğer illerde oturan bir avuç Beşiktaş taraftarıyla? Olay çıksa soruşturma geçirmek de cabası...

Sorumluluk almamak en kolay yol. İnsanların Anayasa teminatı altındaki, seyahat etme ve spor izleme hakkı engelleniyor, ama kimseden ses çıkmıyor. Hak hukukla alakasız keyfi uygulamalar normalmiş gibi davranılıyor. Biz de takım fark etmeksizin bu futbol sirkinde keyif almaya çalışıyoruz işte. Egemenlerin izin verdiği ölçüde...

******************************
Şimdikiler primle çalışıyor!
Almanya maçına çıkmadan önce Fatih Terim bize sadece “Allah yardımcınız olsun” dedi. Taktiksel konuşma yapmadı. Benim jenerasyonum Milli Takım’da gazla çalışan son jenerasyondu. (Uğur Boral)

Ben olmasam var ya...
Trabzonspor, Yusuf Yazıcı’yı devre arasında Samsunspor’a gönderiyordu. Ben mani olmasam bugün Yusuf diye bir futbolcu yoktu. (Sadi Tekelioğlu)

Yazık Galatasaraylılar’a!
Erken seçim kolay. Galatasaray sevgimiz nedeniyle saldırılara göğüs gerip, 2018 Mayıs’a dek kalacağız. (Galatasaray Başkanı Dursun Özbek)

Q7 düşmanlarının dikkatine:
Muhabir: Beşiktaş’ta daha ne kadar oynamayı düşünüyorsun?
Quaresma: Hocamın dediği kadar.
Şenol Güneş: Sonsuza kadar.

Ser verip sır vermez Başkan!
Tolisso’yu Şampiyonlar Ligi’nde final oynayacak bir İtalyan takımı istiyor. (Lyon Başkanı Jean Michel Aulas)

Basın sana diyorum, Mourinho sen anla:
Benim için farklı bir dile adapte olmak ve kötü bir sezon geçirmiş oyuncularla başarıya ulaşmayı denemek kolay değildi. (Chelsea Menajeri Antonio Conte)

Eeee?
Rıdvan Dilmen: Satranç bilir misin? Güntekin Onay: Bilmem. Rıdvan Dilmen: Ben de bilmem.

Pek hayır değil o!
Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl bana “Seni yaşatmayacağım” dedi. Ben de “hayırdır başkanım” dedim. (Menacer Cengiz İbret)

YORUM YAZ