MENÜ

Başkanlık hastalığı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Spor kulüpleri hizmetleri ve elbette bunların başkanlık makamlarını birileri çok meşakatli yerler olarak takdim etseler de siz inanmayınz. Zira bu makamlar çok cazip yerlerdir ve talipleri de çoktur. Elbette cazibesi yüksek olunca da, “İstemem yan cebime koy” tarzı meşakatli takdimi de normal sayılmalıdır. Başkan olursanız her şeyden evvel çok süratli bir tanınırlığa erişirsiniz. Hiçbir sektörde göremeyeceğiniz bir yükseliş trendi ile yükselir, tanınırlık ve ününüz arttıkça da o oranda maddi, manevi kazanımlarınız da artar. Ha diyelim ki siz bu söylediklerimi hesap etmeden, tamamen renk aşkı ve takımdaşlık ruhu ile bu görevlere talip oldunuz. Göreve de geldiğiniz o an belli bir süre hiçbir problem çıkmaksızın ayni minvalde devam edildi. İşler iyi giderken her şey iyidir. Lakin süre uzadıkça nefis, şeytan ve elbetteki etraftaki pedalcılar, başlar adamı dürtmeye!

İlk adım budamak!

‘Ağasın, paşasın, senden büyük yok! Bu kararın muazzamdı’ diyerek kişiyi baştan çıkarmaya başlarlar. İşte ne olursa bu noktada olur. Dedik ya nefis. Ne denli sağlam bir yapınız olursa olsun, kahpeliğe de dağ dayanmamış ya! Şeytanın da baştan çıkaramayacağına az rastlanır ya, rutine bağladığınızda. Bir iki de başarı yakalandı ve hele hele birkaç tesis yapıp gazetelerin sayfalarını da doldurmaya başladıysanız ilk hareketiniz sizinle başlayanları ve yola çıkanları başlarsınız budamaya!

Düşüşün başlangıcı

Sizinle kongre tutan kişiler ve gruplardan başlarsınız etrafınızdakileri temizlemeye. Aramamaya başlarsınız her gün aradıklarınızı, ya da cevapsız bırakmaya telefonları. Elbette kötü olduğunuzdan değildir. Elbette siz aynı sizsinizdir. Lakin, ‘İçinizdeki siz, sizden büyük’ olmaya başlamıştır. Ve bu bir hastalıktır. Tabii düşüşün başlangıcı ya da kırılma noktası da bu noktadır.

Seba ve Süren hariç!

Validen, milletvekillerinden, Meclis’ten, siyasi parti liderleri ve Başbakan’dan büyük olduğunuz aklınızdan geçmeye başlar... İşte o an filmin koptuğu, işin bittiği andır. Artık siz onun farkında olamazsınız. Futbol takımında yenilgiler başlar. Değişiklikler yaparsınız... Hoca, teknik adam futbolcu, lakin tren kaçmıştır. Artık çare bulamazsınız ve yara dikiş tutmaz. 30 yılı geçkin sporu yönettim, hep böyledir biliyor musunuz! Böyle gördüm ve yazdım, art niyet yok. Sadece görgü ve tecrübe. Bu bir hastalıktır demiştim, yukarıda ve son cümle; Faruk Süren, Süleyman Seba gibi birkaç istisna hariç tüm başkanların da bu hastalığa yakalandığına şahit oldum biliyor musunuz...

YORUM YAZ