MENÜ

Ceketliler nasılsınız!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Eşkıya bir köyü basar ve bütün kadınları dağa kaldırır. Ağa ve adamları iz sürüp eşkıyanın etrafını kuşatır. Köylüyle baş edemeyeceğini anlayan eşkıya, kadınları bırakıp kaçar. Ağa ve köylüler, kadınlarını da yanlarına alarak evlerine dönerler. Akşam olur, Ağa ile karısı arasında şu konuşma geçer:
-”Ne yaptılar size!”
-”N’olacak, hepimizin ırzına geçtiler.”
-”Ağa’nın karısı olduğunu söylemedin mi?”
-”Söyledim.”
-”Eeeee, ne yaptılar!”
-”Altıma halı serdiler!”

Lyon-Beşiktaş maçını statta izlemiştim. Fransız ve Türk taraftarlar arasında yaşanan bir sorun değildi o... Stattaki tek boş tribünden aniden içeri dalan 70-80 kişilik tepeden tırnağa siyah giysili, yüzleri kar maskeli adamlar yüzünden yaşandı her şey...
Öyle ki, sahanın içine kaçanların yüzde 90’ı Fransız’dı zaten. Hâl böyleyken, UEFA Disiplin Komitesi, hem Lyon’a hem de Beşiktaş’a aynı cezayı verdi. İki kulübe de, “Gözüm üzerinizde, aynı olaylar tekrarlanırsa, sizi yarış dışına iterim” dedi.

Bazen altımıza halı seriyor UEFA, bazen onu bile çok görüyor! Fakat verdikleri her kararda, her nedense hep biz mağdur oluyoruz.

Şike Operasyonu’nda gelinen nokta ortada... Fenerbahçe’yi Avrupa’dan men ettiler. Trabzonspor’a istediklerini vermiyorlar, yani bir ceza da onlara veriyorlar. Lyon’un Dinamo Zagreb maçında yaptığı bariz şikeyi görmediler bile!
UEFA; Vodafone Arena’da, TT Arena’da, Saracoğlu’nda eksikler bulup sıralıyor. Sonra bir bakıyoruz ki, kulüplerimizin deplasmanda oynadığı statlar, bir facia... Sahanın çimleri yarım metre, soyunma odaları pislik içinde.
Almanya, Avusturya, İsviçre gibi bir çok ülke; bizim takımlarımızın kendi sınırları içinde maç oynamalarını istemiyor. Güya gurbetçiler, hep olay çıkartıyormuş! Aynı ülkeler; bir İngiliz ya da bir Rus takımı ile eşleştiğinde benzer yaptırımlarda bulunabiliyor mu!
Bir futbolcu, bizim kulüplerimizden birinden hukuksuz bir şekilde ayrılsa dahi, haksız çıkma ihtimali yok! UEFA, mutlaka o yabancı futbolcudan yana tavır alır.

Sakın ola ‘kafatasçı’, ‘ırkçı’, ‘kindar’ falan olduğumu düşünmeyin. Aksine benim hayat prensibim şudur: “İnsanlar ikiye ayrılır; iyiler ve kötüler...” Yani din, dil, ırk gibi kıstaslarım sonradan gelir!
Fakat futbolun Avrupa’daki patronu UEFA, söz konusu biz olunca ‘fişlenmiş’ gözüyle bakıyor. Hep ön yargı ve elbette hep haksız kararlar...

Şu Lyon-Beşiktaş maçı bardağı taşıran son damladır! Ortada fanatizm, holiganizm ile açıklanamayacak bir durum var! Ve kanımca bu olayın perde arkasında; Avrupa’yı etkisi altına alan aşırı sağcı, ırkçı, faşist hareketlerin parmağı var! Tablo ürkütücü... Buna karşın yıllardır bizi UEFA’da temsil eden Şenes Erzik Bey... Kısa süre önce önemli bir göreve getirilen Servet Yardımcı Bey... Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören Bey... Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Nasılsınız? Rahat mısınız? Siz ne yaparsınız!

YORUM YAZ