Tokat!

Sayın Başkan:
Yerden göğe kadar haklı olabilirsiniz ama şunu hiç unutmayın,
Ne kadar öfkeli olursanız olun,
Şekeriniz tavan yapsa da Fener’in başkanı tokat atmaz.
Atmamalı da...
İşin üzücü yanı tokat yiyenin eski bir yönetim kurulu üyesi olması.
Bugüne kadar Fener’e yaptığınız tesislerle, kazanılan başarılarla gelmiş geçmiş en iyi başkanlar arasında yer aldınız.
Ancak o tokat her şeyi yerle bir etti.
Olaydan sonra yaptığınız açıklamalar hiç pişmanlık yaşamadığınızı gösterdi.
Adınızın önünde ‘Fenerbahçe Başkanı’ ünvanı var.
Tokat atarken, konuşurken bir hatırlayın lütfen.

Advocaat’a kulak verin..

Advocaat hep şikayet etti.
“Fener takımı 8-10 bin kişiye oynamaz” dedi.
Şampiyonluk iddiasının bu yüzden yok olduğunu ima etti.
Yalan mı?
Sapına kadar doğru.
12. adamı sadece bazı kötü sonuçlar mı küstürdü?
Geçiniz...
-Yönetimi protesto ediyorlar diye bazı tribünlere seyirci almayanların...
-Gruplaşmalara seyirci kalanların hiç mi suçu yok?
Hep söyledim yine söyleyeceğim.
Bu Advocaat sezon başında gelse, transferleri kendisi yapsa; Fener bugün zirvede Beşiktaş’la çekişirdi.
Advocaat derbilerde hep başarılı oldu. Fener yenilmedi.
Kupayı alacağına inancım tam.
Şu son Beşiktaş beraberliğinde atılan goldeki sevincini hep hatırlayacağım.

Ekşimiş tweet...

Taraflı tarafsız herkes Fener ve Galatasaraylı kızların çektirdikleri fotoğraf için:
“İşte dostluk bu”, “Helal olsun kızlara” dedi.
Ve bu güzel tabloyu gerçekleştirenler Fair-Play ödülüne aday gösterildi.
Bazıları da ‘gıdıklasan gülünmez’ cinsinden tweet’ler attılar.
Akılları sıra dalga geçmeye kalktılar.
Ama anında tepki görünce o tweet’leri geri çektiler.
Yahu arkadaş...
Niye yazdın?
Neden geri çektin?
Biraz cesur ol be!

Boş yere çene yormayın

Mesut Özil’e, “Bize gel” diye servet öneriliyor.
Türkiye’ye gelir mi?
Bakın biri formülü bulmuş
Yazmış da. Diyor ki:
-Az para isterse Fener’e gelir!
Adam İngiltere’de Arsenal’in yıldızı.
Alman Milli Takımı’nın değişmezi.
Löw’ün gözdesi.
Keşke gelse derim ben.
Ama gelmez, gelemez.
Onun için insanları kandırmayalım.

Dursun Başkan’ın resti...

Şu işe bakın;
-Seyirci, “Başkan istifa”, “Yönetim istifa” diye bağırıyor.
-O seyirci önce Riekerink’i ‘bey’ yaptı. Sonra istemedi.
-Tudor için yönetime bastırdı. Hırvat hoca alındı.
-Şimdi O’nu da futbolcuların bazıları beğenmiyor.
-Hatta daha da ileri gidenler oldu.
-De Jong, Dursun başkana, “Fatura Tudor’a çıkarılmalı” demiş.
-Sneijder ve O’nunla birlikte hareket edenler izinleri iptal eden Tudor’a tepki koydu.
Dursun Özbek herhalde iş hayatının hiçbir döneminde böyle zor durumda kalmamıştır.
Dursun başkanın, De Jong’a, “25’iniz de gidersiniz Tudor kalır” resti hoşuma gitti.
Kısacası, Galatasaray’da futbolcuya dayalı düzene noktayı koydu.
Ancak hepsini yollayamayacağına göre...
İlk etapta başta Sneijder, De Jong, Cavanda ve Chedjou’nun bileti kesilmeli.
Son sözüm şu:
Galatasaray’da herkes sadece konuşuyor. Lafla peynir gemisi yürümez.
“Başkan istifa” diyenlere bir çift sözüm var:
İşler sarpa sarmışken sadece Dursun başkanın elini taşın altına koyduğunu unutmayın.

Adaletin bu mu Dünya?

-PFDK, Fener’e çimleri talimatlara aykırı sulama nedeniyle 15 bin Lira,
-Gazetecileri döven Başakşehirli 3 futbolcuya 13’er bin Lira ayrıca “5” maç da oynamama cezası verdi.
-Arkasından tahkim cezaları 3’e indirdi.
Bu işte bir tuhaflık yok mu?
-Var, hem de çok.